İnkaların Ayinlerinde Öldürülecek Kişinin Rahatlaması İçin Kullandıkları Doğal Halüsinojenik Husus: Ayahuasca

Bir çeşit asma ağacının bileşeni olan ayahuasca; Brezilya, Peru ve Ekvador’da sıklıkla kullanılıyor. Dini ibadet ve ritüellerde de kullanılan bu bitki, aslında lokal halk için epey özel.

İçerisinde doğal olarak bulunan bileşenler, şahısta çeşitli içsel seyahat ve aydınlanma yaşandığını gösteriyormuş. Ne kadar gerçek bilemiyoruz lakin birçok insan, ‘bilinçli’ bir biçimde şuurunu kaybetmek için bu bitkinin çayını içiyormuş!

Ayahuasca’nın içinde doğal olarak NN-dimetiltriptamin (DMT) isimli psikedelik bir unsur bulunuyor.

DMT, çok güçlü bir halüsinojenik kimyasaldır. Tüketen kişinin beyninde kimyasal değişime de sebep olan bu bileşen, insanlarda doğum ve mevt anında doğal olarak salgılanıyor.

İçeriğinde bulunanlardan ötürü da ayahuasca çayını içen kişi, halüsinasyon görüyor ve şuur kaybı yaşıyor. Kullananlar, içtiği andan itibaren iç dünyasına seyahate çıktığını ve içlerinden bir ses geldiğini, bu sese nazaran hareket ettiklerini söylüyorlar.

Fakat bu bitki, sandığımız kadar da günahsız değil. Bazen kullanan şahısların bu içsel seyahatinin vefatla sonuçlandığını da belirtmekte yarar var. Zira bu bitki aslında doğal bir zehir ve epeyce denetimli kullanılması gerek.

Bitkinin kökeni tam olarak bilinmese de yerli halk yaklaşık 1000 yıldır kullanmakta.

Şaman ayinlerinde kullanıldığı söylenen ayahuasca, ritüellerde dünya dışı irtibatlar kurmak için kullanılıyordu. Bu türlü bir bitkinin yasal olmasını da bekleyemeyiz değil mi? Birçok ülkede yasaklanmış kendisi. Bundan ötürü bu çayı tüketmek isteyenler Peru başta olmak üzere Güney Amerika ülkelerine seyahat ediyorlar.

Belirli kümeler hâlâ dini ritüellerinde ayahuasca’yı kullanıyor. Ama kullanımı bununla da sonlu değil. Dinî olduğu kadar ruhsal boyutu da var. Ruhsal travmalarını güzelleştirmek için kullananlar da azımsanmayacak kadar fazla.

Kullanıldığı takdirde saatlerce süren bilinçdışı durumlar gerçekleşiyor. Bunun için denetimli biçimde, mümkünse Şaman tarafından gözetilmesi gerektiği söylenir.

Ayahuasca için özel bir merasim hazırlanıyor, bireyler yalnızca bu çayı denetimli biçimde tüketmek için saatler öncesinden sigara, alkol ve çeşitli hususları kullanmaktan kaçınmaları gerektiği üzere seks yapmaları da önerilmiyor. Bunların yanında bitkiyi tüketmek isteyen kişiler, 2-4 hafta aralığında öncesinde bir vegan diyeti uygulamalılar. Bunun nedeni de bedeni toksinlerden olabildiğince arındırmak.

Tören genelde gece yapılıyor ve etkisinin geçeceği ana dek sürüyor. Merasim bir şaman tarafından yönetiliyor ve ayahuasca birkaç doza bölünerek şahıslara veriliyor. Etkisi en erken 20 en geç 60 dakika içinde hissediliyor.

Etkisi ise büsbütün şahsî. Kimisi ruhsal aydınlanma yaşarken kimisi endişe ve telaş duyuyor. Yani her kullanan rahatlamıyor ne yazık ki!

Etkileri ferdî olduğu üzere her kullanımda da farklı bir tesir yaşanması mümkün. Şaman eşliğinde denetimli tüketilen ayahuasca, şahıslarda tesiri bittiğinde kusma, ishal üzere yan tesirler de gösteriyor. Bunlar ise büsbütün olağan karşılanıyor bedenin bir nevi arındığının işareti olduğu için.

Travma, tasa bozukluğu ve bağımlılık üzere meselelerin tedavisinde de kullanılmaktadır.

Ağır depresyon geçiren 29 bireyde yapılan bir araştırmada, tek doz ayahuasca’nın depresyon şiddetinde değerli iyileşmelere yol açtığı gözlemlenmiştir. Yapılan çalışmalar, bu bitkinin, depresyon, anksiyete, telaş, gerilim üzere problemlerin da tedavisinde olumlu tesir gösterdiği kanıtlamıştır.

Bu derece yarar sağlayan bir çay, nasıl oluyor da insan öldürebilecek kadar da tehlikeli olabiliyor? Bu paradoksu düşünürken yeni bir bilgi daha verelim. Yapılan bir çalışmaya nazaran bu bitkiyi İnkalar da kullanmış. Fakat ne bir ayinde ne de ruhsal travmaları tedavi etmek için!

Sebebi tekrar tıpkı: rahatlamak. Lakin kurban edilecek çocukların rahatlaması için.

4 ila 8 yaşlarındaki kurban çocuklara İnkalar, törenle öldürülüp Peru’nun Ampato Dağı’na gömülmeden günler evvel hudutlarını yatıştıran ve sakinleştirici tesiri olan ayahuasca çayından içiriyorlardı. Polonya, Varşova Üniversitesinden biyoarkeolog Dagmara Socha ve meslektaşları, öldürülen çocuk cesetlerinde ayahuasca’nın ana bileşenlerinden halüsinasyon tesiri yaratan kimyasal kalıntılarının olduğunu bulmuşlar.

Bilinçsiz bir halde kullanıldığında bedene önemli yan tesirler bırakarak mevte dahi götüren ayahuasca’yı kullanma isteğiniz oluştuysa, Peru’ya seyahat ederek bir şaman eşliğinde bu eşsiz tecrübesi yaşayabilirsiniz.