28 Farklı İklimin Tek Bir Ülkede Yaşandığını Düşünün: Peru Hakkında Çabucak Gidip Gezme İstediği Uyandıracak 10 Bilgi

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Peru denilince pek çoğumuzun aklına birinci gelen uyuşturucu kartelleri olacaktır. Olağan zira bölgede bulunan cürüm örgütleri hakkında sayısız dizi ve sinema yapıldı. Olağan koca bir ülkeyi sadece yasa dışı işlerle anmak pek hakikat değil, özellikle de bu ülke Peru olunca. Peru, coğrafik bakımdan Güney Amerika kıtasının ve hatta dünyanın en dikkat cazip ülkelerinden bir adedidir.

Peru iklimi bile başlı başına bir inceleme konusu zira ülkenin bir yanında çöller varken diğer yanında Amazon ormanları var. Bu farklı coğrafik şartlar ülkenin iklimini ve hava durumunu eşsiz hale getiriyor ve elbette bu eşsiz iklim de ister istemez mahallî halkın kendine has bir kültür geliştirmesini sağlıyor. En uygunu gelin Peru hakkındaki farklı bilgilere biraz daha yakından bakalım. 

Peru hakkında kimilerini birinci defa duyacağınız sıra dışı bilgiler:

• Kötüye kullanılmasa aslında koka yaprakları son derece faydalı.
• Peru tam bir patates cenneti.
• Peru’da onlarca farklı iklim tıpkı anda yaşanıyor.
• Sörf, Peru’da icat edildi.
• Peru’da başlayan Amazon Irmağı tüm bölgeye hayat veriyor.
• Ülkede onlarca farklı lisan konuşuluyor.
• Peru’nun içinde Mars gezegeni var.
• Dünyanın en yüksek gölünde gizemli bir kent gizli.
• Peru demişken Machu Picchu’dan bahsetmemek olmaz.
• Paracas Yarımadası’na giderseniz biraz ürpebilirsiniz.

Kötüye kullanılmasa aslında koka yaprakları son derece faydalı:

Peru’da bu kadar uyuşturucu karteli olmasının nedeni, ülkenin lokal bir bitkisi olan koka yapraklarından bu unsurların üretiliyor olması. Lakin insanları zehirlemek için işlenmese aslında koka yaprakları son derece yararlı. B vitamini, C vitamini ve demir açısından güçlü olan koka yaprağından yapılan bir çay yerel halk tarafından binlerce yıldır şifa niyetiyle kullanılıyor. Peru’da bir kafeye gidip koka yaprağı çayı içmeniz mümkün.

Peru tam bir patates cenneti:

Daha evvel buradaki yazımızda da anlattığımız üzere aslında domates ve patates üzere bugün dünya mutfağının vazgeçilmezi olan sebzeler, hayatımıza çok da uzak bir vakitte girmedi. Zira bu cins sebzeler Amerika kıtasının keşfedilmesi ile bilinir oldu ve oradan dünyaya yayıldı. Kıtada patatesin anavatanı ise Peru.

Peru’da bugüne kadar keşfedilmiş 3 binden fazla patates çeşidi bulunuyor. Bunların her birinin uzunluğu, rengi, dokusu ve tadı farklı. 8 bin yıldır bölge halkı tarafından yetiştirilen patatesin kullanılmadığı Peru yemeği yok desek yanlış olmaz. Hatta o denli ki ülkenin farklı noktalarında sırf patates yemekleri yapan özel restoranlar bulmanız bile mümkün. 

Peru’da onlarca farklı iklim tıpkı anda yaşanıyor:

Cennet vatanımızda dört mevsim tıpkı anda yaşanıyor diye seviniyoruz lakin siz bir de Peru’yu görün. Literatürde tanımlanmış 32 farklı iklim çeşidinden tam 28 adedini birebir anda Peru’da görmek mümkün. Çünkü ülkenin bir yanında And Dağları, öbür yanında Amazon ormanları, bir tarafta kıyı kenarı, bir tarafta ise çöller var. Arequipa bölgesi yılın 300’den fazla gününü güneşli geçiriyor ve neredeyse hiç bulut yok. 

Sörf, Peru’da icat edildi:

Bir tahta ile dalgaların üzerinde kayarak kıyıya gelinmesi üzerine heyeti bir spor olan sörf, aslında Peru mahallî halkının binlerce yıldır doğal olarak yaptığı bir ulaşım formülü. En eskilerinin 2 bin yıl öncesine tarihlendiği kamıştan tahtalar yapan lokal halk, bu tahtalar üzerinde yüzüp denizde açılarak balık avlıyor ve işleri bitince de dalgalar üzerinde süzülerek kıyıya varıyorlar. Huanchaco kasabası bu spor için tam bir cennet olduğu için her yıl sayısız turist bu küçük kasabaya sörf yapmaya geliyor. 

Peru’da başlayan Amazon Irmağı tüm bölgeye hayat veriyor:

6400 kilometrelik uzunluğu ile dünyanın en uzun ırmaklarından bir tanesi olan Amazon Irmağı, Peru’da bulunan Mantaro Irmağı’ndan başlıyor. Nehir etrafında oluşan Amazon Havzası Peru’un yüzde 60’ını kaplıyor. Bu havza sayısız bitkiye, kuşa, memeliye konut sahipliği yapıyor. Bölgede sadece doğal hayat değil, insan hayatı da ırmak üzerine şurası. Iquitos isimli bir kent o denli konumlanmış ki buraya sadece ırmak yoluyla ya da hava yoluyla gidilebiliyor. Elbette bu durum turistleri de kendine çekiyor. 

Ülkede onlarca farklı lisan konuşuluyor:

Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde tıpkı anda birden fazla lisan konuşulması alıştığımız bir durum. Zira bu bölgede yaşayan beşerler dağınık kabileler halinde bugüne kadar geldikleri için köy köy bile lisan değişebiliyor. Peru’da bugün bilinen tam 72 farklı lisan faal olarak hala konuşuluyor. Ülkenin resmi lisanı olağan ki İspanyolca lakin tek değil. Peru’da İspanyolca ile birlikte tıpkı vakitte eski bir İnka lisanı ve Aymara lisanı de resmi lisan olarak kabul ediliyor. Ama nereye giderseniz gidin herkes İspanyolca anlayacak ve konuşacaktır. 

Peru’nun içinde Mars gezegeni var:

Kulağa garip geldiğini biliyoruz, anlatalım; Peru’da bulunan Atacama Çölü dünyanın en kurak bölgesidir. Çölün birtakım kısımlarına son 30 yılda tek damla bile yağmur düşmedi. Yani bölge neredeyse Mars gezegeni ile tıpkı iklime sahip. Bunu biz değil, uzmanlar söylüyor. Hatta o denli ki bir periyot uzay bilimciler Atacama Çölü’ne gelerek burada çalışmalar yaptılar ve hem insanların hem de araçların Mars yüzeyinde nasıl hareket edecekleri konusunda test çalışmaları yürüttüler. Peru çok enteresan bir yer derken latife yapmıyorduk. 

Dünyanın en yüksek gölünde gizemli bir kent gizli:

Peru ile Bolivya hududunda bulunan And Dağları, sayısız hoşluğa mesken sahipliği yapıyor. Bu hoşluklardan bir tanesi de Titicaca Gölü. Denizden yüksekliği 3812 metre olan bu göl, dünyanın en yüksek gezilebilir gölü unvanını taşıyor. Titicaca Gölü tıpkı vakitte Güney Amerika’nın en büyük gölüdür. Daha farklı olan ise gölün derininde bir şeylerin gizli olması. 1970’li yıllarda kent efsanelerini araştıran bir küme uzman Titicaca Gölü’nün derinlerinde koca bir kent olduğunu keşfettiler. Muhtemelen göl şimdi oluşmadan evvel kurulmuş olan bu kent hakkındaki araştırmalar hala devam ediyor. 

Peru demişken Machu Picchu’dan bahsetmemek olmaz:

Dünyanın en etkileyici insan üretimlerinden bir tanesi olan Machu Picchu, Peru’da bulunan bir antik kent. 1911 yılında keşfedilmiş olan Machu Picchu’nun 15. yüzyılda bölgenin yerlileri olan İnkalar tarafından yapıldığı iddia ediliyor. Yaklaşık beş kilometrekarelik bir alana yayılmış olan kentte 150 farklı bina ve 3 bin taş basamak bulunuyor. Machu Picchu, 2007 yılında Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan bir tanesi olarak seçildi. 

Paracas Yarımadası’na giderseniz biraz ürpebilirsiniz:

Peru’da bulunan Paracas Yarımadası, dünyanın birinci yapay kafatası deformasyonlarıdan birine konut sahipliği yapıyor. Açıklayalım; bölgede bulunan 2 bin yıllık kafatasları tuhaf bir koni biçimine sahip. Hayır, bu kafatasları uzaylılara ilişkin değil. Kestirimlere nazaran eski periyotta ada halkı toplumsal sınıflara ayrılıyordu. Bir sınıf, bebeklerinin başlarını özel bir teknikle bağlıyor ve başlarının bu halde olmasını sağlıyordu. Böylelikle toplumsal sınıf ayrımı, biyolojik bir farklılık olarak da kendini muhakkak ediyordu. 

Güney Amerika’nın en dikkat cazip ülkelerinden bir tanesi olan Peru hakkında kimilerini birinci sefer duyduğunuz sıra dışı bilgilerden bahsettik. Bu güzelim ülkeyi sırf uyuşturucu kartelleri üzerinden tanıtmak da sinema dünyasının ayıbı olsun. 

Farklı ülkeler hakkında farklı bilgileri okumak için şu içeriklere de göz atabilirsiniz: